Eleştirilmek sadece politikacıların değil, her insanın kusurlarını görmesine yardım eden bir olgudur. Çünkü eleştiren, ifade özgürlüğü kapsamında kendi görüşlerini dile getiren ve yapıcı olandır. Bu görüşten hareketle, on bir yıla yakın amatörce ve daha çok eleştiren yazılarımı paylaşıyorum. Çoğunlukla değindiğim hayata dair konulardan hak, adalet ve demokrasidir. Bunları, iyi ile kötünün karşılaştırılması ve Örneğin, demokrasi için Avrupa ile Ortadoğu’yu aynı karede göstermeğe çalışıyorum.
Cengiz Oral 14 Temmuz 2020’de ve sosyal medyada, Almanya Başbakanı Sn. Angela Merkel’in, sonraki seçimlerde yeniden aday olmayacağı açıklamasını paylaşmıştır. Sn. Merkel’in sözleri aynen alttadır.
“Haysiyetimle devraldım Haysiyetimle devrediyorum. Bu zaman zarfında Almanya ya hizmet etmekten haz ve şeref duydum. Bana hükümet etme izni veren Alman halkına teşekkür ederim. Bundan sonraki seçimlerde aday olmayacağım. Alman halkı genç insanlar tarafından yönetilmeyi hak etmiştir. Ben zaten Barbakan olarak doğmadım ki!” demiştir.
İşte her hususta Avrupalılık farkını simgeleyen bir konuşmadır bu. Halka hizmet için politikaya giren bir Avrupalı lider, başarısının doruğunda iken böyle cesur bir karar verebiliyor. Naçizane ifadelerimle ve her vesile ile “Özverili Politika”dan bu farkı ima ettiğimi belirtmek isterim. Bir asır önce kurulan cumhuriyet yönetiminde, “Muasır medeniyet” hedefimizin de bu olduğu hepimizin malumudur.
Avrupalılık farkını sadece Almanya temsil etmiyor. Büyüklü küçüklü tüm Avrupa’nın devletleri, böylesine güzel ve örnek insanlık yarışı içindedirler. AB’li olup ta, farklı düşünen bir devlet asla yoktur. Eğer Türkiye, 60 yıldır AB’li olamamışsa tek nedeni, AB’li gibi düşündüğünü kanıtlayamamış olmasıdır. Ardından, uzanamadığı ciğere mundar karalaması yaparak baskın çıkmak istiyorlar.
Cumhuriyetin kurucusu Atatürk ilkeleri saptırılmadan yürütülseydi, Türk milleti çağdaş düşünmeyi yaşar hale gelir ve çoktan AB’li olunurdu. Öyle bir milletin 5-10 milyon nüfusu kendi katma değeri içinde olur, buna rağmen gidilse dahi hemen o topluma uyulurdu. Almanya bu günlerde vatandaşı niteliğinde göremediği Türkleri geri yollama hazırlığında ve bu hazırlık bitince çok şeyler değişecektir.
Ortadoğu’nun yürek yakan ve içimizdeki beş milyon Suriyelinin haline yaklaşmış 90 milyon nüfusumuz hala olacakları anlamış değildir. Siyasi iktidar ölene dek koltuğa yapışma sevdasındadır. Tam bağımsız ülke hedefinden yeniden kula kulluk aşaması eşiğinde olan ve Ortadoğu kervanına katılmış durumdayız.
İmkânlarını sömüren yabancılar, üç-beş çöl ayısını susturup, kalanını çöl faresi kadar değersiz olduklarının farkında değiller. Biz de, çöküşe geçmiş ekonomimizi anlamış değiliz. Yani Ortadoğu bataklığının tam kenarındayız ve o karanlık çukur milleti yutarken koltuklardakiler nasıl kurtulacak? İşte ÖZVERİ bunun için gereklidir.
22 Temmuz 2020
Hüsnü ARSLAN
Hüsnü Arslan Yazıları 