Kimyamız Bozulmasın

İnsanlık hak yolunda kalmak için çok değişik inançlar ile terbiye edilmek istenmiş ama bir türlü sonuç alamamıştır. Bu yüzden, boşa çıkan uğraşıların yerini devrimsel bilimler ile doldurmak istemiş ama bencillik ve kolaycılık engeli hala aşılamamıştır. Buna rağmen hızla gelişen bilim ve araştırma sonuçları ile şaşırtıcı gelişmeler olmuş ve büyük harcamalar ile sürdürülen uzay çalışmaları havanda su dövme halindedir. Evet, insanlar kendi doğasını bozmayı göze alarak dünyayı paylaşma savaşı içindedir.

Hala devam eden uzak doğu inanışlarını, batı insanları ilkel dinler diye tanımlarlar. Ama o insanların dinlerine bağlılık ve samimiyeti batılılardan daha güçlüdür. Tek Tanrılı batı toplumları, özellikle en sonuncusu olan Müslümanlar, dinleri ile mantıklı bağ kurmayı başaramamıştır. Müslümanların büyük eksiği, kitabındaki buyrukları anlamadan şeyh ve şıh gibi sahtekârları, Tanrı ile arasında tutmayı kabullenmektir…

Sinagog’lar, kiliseler ve camiler ve de ait olan kitapları ile peygamberleri, insanlığı istedikleri çizgiye getiremedikleri gün kadar aşikârdır. Diğer dinler hakkında yeterli bilgim yok ama mensubu olduğum İslam’da, din görevlilerinin sapıklıklarını sıklıkla duyuyor, siyasilerin bunları korumasını ibretle, hayretle takip ediyoruz. Bu yüzden, uygulama ağırlıklı kimyacı olarak söyleyebileceğim söz, “kimyamız bozuldu”’dur.

İlim denilen inanç kavramları, tümüyle geçmişin hikâyelerine takılı ve tarikat ile cemaatlerin egoları etkisinde kalarak, öğretme fonksiyonları olamamıştır. Bilim ise, örneğin; 225 yıl önceki Fransız, 103 yıl önceki Rus, 93 yıl önceki Türk devrimleri, zamanla bilinçli egoistlik ve onlara yardım eden siyasetçiler(yöneticiler) marifeti ile topluma zararlı hale gelebilmiştir. Buna da rahatça “kimyamız bozuldu” diyebiliriz.

Çünkü doğanın kendine has ve zararsız kimyası vardır. Yaşadığımız zaman diliminde zararsız doğa kimyasını, sonra hormon ile iğrenç hale gelen sebze ve meyveleri ve de o iğrençliği giderirken genetik bozulmaları gördük. Doğanın tohum, çiçek, meyve ve tekrar tohum döngüsünde, tohumun ortadan kalkması siyasilerin yardımı ile ve on binde bir olan kanser hastalığının yüzde bire yükselerek, zararları kanıtlanmış oldu.

Evet, bu bozulma sebepleri ekonomik ve siyasal hırslardır. Yandaşların yardımıyla saltanat içinde yaşama arzularıdır. Egoist kalınarak özverili ve vefalı olamamaktır. Olayın en büyük hatalarından biri de, gelişmemiş toplumlardaki inanç istismarıdır. Son örneği, 567 yıl önce hiç cami yokken camii olmuş ve asırlarca kullanılmış tarihi bir kilisenin, her yer cami ile dolu iken ve 18 yıl sonra yeniden gündeme gelmesidir.

Olay, elbette bağımsız ülke yürütme ve yargısının haklı tasarrufudur.  Açıklanırken, konunun tarihi geçmişi çok iyi analiz edilmiş ama ülkenin kurucuları karalanıp, siyasi avantaj sağlama haksızlığı yapılmıştır. Ben sade bir vatandaş olarak siyasilerden hep özverili olmalarını istiyor ve bunda çok haklı olduğuma inanıyorum. Şimdi de, bunca ekonomik çöküntülere rağmen, “Kimyamız Bozulmasın” diyorum.

12 Temmuz 2020

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s