Hamaset Ekonomisi

Türklerin Anadolu’ya gelişi, miladi tarihe göre 700’den sonra başlamış bölge ve beylik yerleşimleri olarak devam etmiş. Göçebe bir toplum oldukları halde öne çıkmış temel özellikleri yiğitlik ve kahramanlıktır. Böyle bir milletin, Müslümanlığı sünepe ve uyuz Arap toplumu kılıcı zoruyla kabul ettiği iddiasının gerçek olmayacağını bu günün aklı başında her insanı anlar. Özellikle Anadolu’da zaman her şeye gebedir. Dün yaşamak için sana icar ödeyenler, bu gün paraları ile satın alabiliyorlar.

Göçerek Anadolu’ya gelen Türkler ile yeni Müslüman olmuş Arapların aynı bölgede oluşu, kaçınılmaz bazı acı olayları yaşatmıştır. Bu olaylar, ipek yolu üzerindeki aile kadınlarını kaçırıp, beş yıl önceki Suriye’de, IŞİD kepazelerine benzer olaylara sebep olmuş. Türkler İslamiyeti, 11.yy’da yaşamış ve dinsel baskıya az da olsa direnen Hacı Bektaş Veli, Pir Sultan Abdal, Ömer Hayyam, Yunus Emre ve Mevlana gibi düşünür, bilge ve önderler sayesinde hızla kabul etmişler.

Aslında, bunca yıllık din kardeşliğine rağmen, bu iki millet arasındaki tadsızlık hala devam etmektedir. Araplar İslamiyet’in doğru yanlarını asla benimsememiş ve bize de o yanlışları doğru gibi yansıtmayı başarmıştır. Bu günün tarikatları, cemaatleri ve şeyhleri bu yüzden hala devam ediyor. Amaçları, bizim yaşam tarzımızı onlar aracılığı ile kendilerine benzetmek ve kadınlarımızın köle olarak görünmesini sağlamaktır.

Böylece, Türk toplumundaki kadının gücü yok olacak, İslamiyet adına kurulan bozuk düzen devam etmiş olacaktır. İslamiyet’in gerçeklerini topluma anlatmaktan sorumlu Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhuriyetin ilk kurumudur… Bu günkü görevlileri, araba hayran, tarikatçılara hizmet eder durumundadır. Çünkü topluma aşılamak istedikleri onların talimatları doğrultusundadır.

Maalesef, toplumumuz bu sapık düşüncelere itibar ediyor, siyasiler de,  söylemleri oy için duymazdan geliyor. Meydanlara çıkınca, her iki laflarından biri olan demokrasi,  siyasetçiyi halkın desteklemesidir. Ama 18 yılın sonunda ekonominin dipsiz kuyuya döndüğünü göremeyen halk, bindiği dalı kesmiş olur. Bu yüzden sapıklara göz yumma ve rakiplere belden aşağı vurma taktiği uygulanıyor.

Rakipleri karalama, toplumun imkânları ile yandaş yardımları ve din istismarları biliniyordu ama hamasi konuşmaları canlı tutmak, örneğin,18 yıl boyunca akıllarına gelmemiş Ayasofya, şimdi fetih duası okutulan yer odu. Nedeni, kötü yönetim ve virüs salgını ile çaresiz hale gelen halkın geçim sıkıntılarını ört-bas etmek için hamaset ekonomisine ihtiyaç olmuştur.

Daha kötüsü de, demokrasinin gerçeklerini saptırmak, seçmen iradesini zorlamak, özverisiz ve dürüstlükten uzak kalmaktır. Ortaçağı kapatmış ama sonraki çağlara ayak uyduramamış Osmanlı’dan ders almamak ve bir asır sonraki(bu günkü) Orta doğu’luların halini görememek en kötüsüdür. İşte bunun için dün 40-50 milyar $ yardım ettik dediğimiz Suriyelileri bu gün konuşamaz olduk.

31 Mayıs 2020

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s