Karantina

Millet olarak COVİD-19’a karşı direnirken, hastanede karantinayı yaşamak başa gelince anlatmadan geçemeyeceğim. Bursa Şehir Hastanesi enfeksiyon servisinin 4112 nolu karantina odasındaki 2.günüm idi. Dışarıya açılan tek pencerem televizyon, akşam saat 20.45 ve o gece saat 24.00 itibarı ile iki gün, bir süredir gündemde olan 31 ilimizde tümüyle sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Aralıksız 45 yıl çalışıp, şimdi devletin sosyal güvencesi kapsamında hastane odasında korumada olsam da, kendimi bu gün çalışanların yerinde düşünmemem mümkün mü?

Zaten yaşlı gurubumuza(65 yaş üstü), 21.03.2020’den itibaren “Evde Kal” denilmişti. Buna 09.04.2020 de 20 yaş altı da eklenince, aradaki çalışan gurubun işi daha da zorlaşmıştır. Biz 70 ve 80’lik dinozorlar, çocuklarımız ve torunlarımız sayesinde mağdur olmadık. Ama her yaşlının bizim kadar şanslı olmadığını biliyoruz. Kimisine komşuları, kimisine de emniyet mensupları yardım etse de, geliri ay sonuna kadar yetmeyenlerin sayıları az değildir. Onların bu yasaklardaki durumunu düşünmek dahi zordur.

Şimdi asıl konum hastanedeki karantinama geçelim. 07.04.2020 tarihinde başlayan ağrı ve ateş yüksekliği rahatsızlığım, beni 09.04.2020 sabahı yerimden kalkamaz duruma getirdi. Çağırılan ambulans ile Bursa’nın yeni inşa edilen Şehir Hastanesi Acil servisine ulaştım. Yapılan testlerden sonra hastalığın COVİD-19 değil, üşütmeye bağlı zatürye olduğu anlaşıldı.

Zatürye tedavisi devam ederken, şüphede kalan COVİD-19 kontrolleri de yapıldı ve çok şükür test sonuçları hep negatif çıktı. Coronavirüsten uzak kalabilmişsem, bunun nedeni evde kal yasaklarına uymuş olmamdır. Sağlık Bakanımızın, 11 Mart’dan sonra her akşam “Türkiye’nin coronavirüs tablosu”nu dikkat ve heyecanla takipteyiz. Çünkü tüm dünyayı sarsan bu salgına ilgisiz kalmak insanlığını anlamamış olmak demektir.

Birazda hastane ortamını anlatmaya çalışacağım. 09 Nisan 2020 sabahı ile 22 Nisan 2020 akşamı arasında kaldığım hastanede, kimin doktor, kimin hemşire olduğunu anlayamadım. Tüm çalışanlar uzaylı gibi koruma kıyafetli ve renk farkıyla alt gurup hizmet verenler anlaşılabiliyor. Bu şartlar çalışanların işini zorlaştırıyor ama mecbur oldukları görülüyor. Gerektiğinde zaman sınırını kaldırıp, risk altında kendini toplum sağlığına adamış sağlık çalışanlarımız olduğu için şanslıyız.

Şimdide gelelim söz konusu 11-12 Nisan 2020 hafta sonu sokağa çıkma yasağına. Bu şartlar dolayısıyla ülkede hiç kimse yasaklara karşı değildir. İki gün, katlanılması zor bir süre de değildir. Hata, o iki güne hazırlık zamanı kalmamasıdır. En kötüsü de, bin bir zorlukla mücadele veren sağlıkçıların işini zora sokmaktır. Bu gün başlayan dört günlük yasak süresi, bir hata öncesinin hatalarını kanıtlayacağını umuyorum.

Bu olayın perde arkasında birçok şey vardır. AKP diliyle “ne olduğunu bilmiyoruz ama mutlaka bir şeyler vardır.” Ya muhalefete karşı güçlü kalabilme veya aralarındaki eski bir hesaplaşma, ya da 18 yıllık başarısızlığı, gündemde algı farkı yaratarak kamufle etmektir.

23 Nisan 2020

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s