Kara Gün Bütçesi

Tedbirli yaşlılar kefen parası diyerek kıyılarında köşelerinde üç beş kuruş para tutar. Bunu fark eden özellikle alın terinin değerini anlamamış gençler, şu kefen parasından istifade edelim sonra yerine koyarız” diye asılırlar. Yaşlıların bu tasarruf düşüncesi, duyarlı yöneticileri etkilemiş ki, “Kara gün bütçesi” adıyla bir miktar parayı ayrıca bloke ettiklerini duyarız.

Evet,  bu tasarruflu büyüklerimize “tedbirli yaşlılar” dedik, çünkü bu paralar, yatırım amacına yetmediği gibi, kendini güçlü hissetmeye de yetmez. Yani gerçekten samimi bir kefen parasıdır. Peki, bu yaşlılar gençken tasarrufu neden düşünmezler?  Yanıtı ve kısa yoldan tanımı, tüm insanlar ölümün ciddiyetini yaşlanınca anlıyor olmasıdır.

İnsanlar için çalışmaya başlama yaşı değişkendir. Bazılarının yürümeyi öğrenip anne sütü kesildiği zaman başlar. Bazıları da büyür ve anne-baba, nine-dede olup mezara giderken dahi başlayamaz. Son guruba mirasyedi gelmiş, hovarda gidiyor denir. Ama tüm insanlar, yaşlı, genç yakınlarını kaybettiklerini göre göre ve belli bir yaşa kadar hayatlarını, ölümü ciddiye almadan yaşarlar.

Örneğin, iyi günde, kötü günde dayanışma içinde olacağım der ve altını imzalar ama çok geçmeden sıvışmanın yolunu arar. Çünkü özveri gider, yerine bencillik gelir. Kimi zaman bencil birey veya toplum büyür, büyür ve dünyayı kasıp kavuran kötülük devi olur. Bencillik, beyinlere yerleşmiş ve salgın hale gelmiş bir virüs olup, insanlığın var oluşundan beri devam eden bir hastalıktır.

Günümüzde, insanlığı tehdit eden ortak kaygının “coronavirüs” olduğunu biliyoruz. Ama en tehlikeli olan tarafı, yaklaşık bir aydır süregelen bu olayın yaratıcısı, siyonist ABD olduğunun hala söyleniyor olmasıdır. ABD’ye, 2.dünya savaşı ve sonrasındaki kötü eylemleri ile kötü dünya devi ithamını yakıştırmak mümkündür. Ama bu, corona virüs gibi tüm insanlığı hatta kendilerini de kapsar ise, siyonistliğin adı sadizm olur.

Yeniden evet diyerek konumuzun boyutunu kendi ölçülerimize getirelim. Ülkemizde kara gün bütçesini kim düşünmüşse, toplum için en güzelini düşünmüş. Demokrasi gereği yönetenler seçiyoruz. Onlara, iyi ve kötü günlerde adımıza harcama yetkisi veriyoruz. İyi geleceğimiz kadar kötü günlerimizi de düşünsünler istiyoruz. Çünkü bu milletin kötü günü hiç bitmez. Savaşlar, depremler, seller, yangınlar, iş kazaları ve virüs gibi salgın hastalıklar hep olur.

Evet, bu ülkeye kara gün bütçesi mutlaka gereklidir. Ailede Anne Baba neyse, ülkede de yönetici öyle olması gerekir. Oluyor mu? Kesinlikle hayır! Çok uzağa değil, sadece cumhuriyet dönemine bakalım. Demokrasi öncesinde düşünülen kara günler ve oluşturulan güzel imkânlar, demokrat yöneticiler ile yok edildi. İki ayyaş kötülemesi ile milletten oy alanlar, deprem için ayrılan parayı dahi saltanat için çarçur etti.

İşte bu, Ortadoğu politikacılarının tipik özelliğidir. Saltanat, gösteriş ve savurganlığı itibar zanneden zavallılardır.

20.03.2020

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s