Türkiye’nin güney batı kıyısı ile en yakın Libya kıyısı arası, “deniz yetki alanları sınırlandırması”na dair mutabakat, 27 Kasım 2019 da Türkiye ile Libya arasında imzalanmıştır. Libya’daki petrol ve doğal gaza göz diken ABD, Kaddafi’yi öldürüp toplumdaki kargaşa devam etsin isterken, epey zamandır Suriye ve şimdide İran ile başı derttedir. Buna rağmen ABD, Ortadoğu petrollerinden vazgeçeceğe benzemiyor. İran, Kudüs gücü komutanı Kasım Süleymani’yi öldüren ABD’ye restini çekmiştir. Türkiye ise, Libya’daki isyancılara karşı Amerikancı yönetime destek için asker gönderiyor.
Türkiye-Libya deniz yetki alanları anlaşması, tarih boyu çetrefilli deniz güzergâhının etkilerine beklenen tepkiler olmamıştır. Olayın, hiç hesapta yokken gündeme gelmesi ve az olan tepkileri, başka sebeplere bağlı pişirilip kotarılma sinyalini zaten vermiştir. TBMM, 02.01.2020 tarihli Libya’ya asker gönderme tezkeresi amaçları belirlendikçe, gerçekler su yüzüne çıkmaya başladı. Bu kapsamda amacım, sınırlı imkân ve sayıdaki askerlerimiz için sıkıntı yaratacak olası durumlardan söz etmek olacaktır.
Biliyorsunuz, Sn. Erdoğan’ın BOP eş başkanlığı ile Arap baharı ilan edildikten sonra başımıza gelmeyen kalmadı. Demek ki, ABD ile müttefiklik ilişkisi, böyle masum bir sosyal etkinlik için dahi zararlı olmaktadır. Zaman içinde benzeri çok şeyler yaşandı ama en sondaki “Barış pınarı harekâtı neden durduruldu ve yarım bıraktırıldı?
ABD’nin, S 400’ler için bitmeyen dayatmaları, Ermeni olayı kararları ve tavşana kaç tazıya tut düzenindeki çelişkileri asla dostluğa sığmamaktadır. Keza, BOP planını şıp diye kabul edileceğini sanmasının nedeni, kendilerine sırt dayamış siyasilerden vefa beklemesidir. Milletimizin seçim tercihinde sıcak para getirecek siyasetçi aradığına da haklı olarak inanmışlar ama bıçağın kemiğe dayanmasını hesaplamamışlar.
Türkiye’ye yakın dost diyen ABD, aslında terör ve cemaat baskısı yaratarak en kötü düşman olmuştur… Suriye savaşında Kürt koridoruna karşı olmamızın sebebini anlamamış ve öç alma duygusuna kapılmışlardır. Ele geçirdikleri Libya da barış ve huzuru değil, kavga ve parçalanma olmasını isterler. Çünkü huzura kavuşan halk güçlenir ve Kaddafi gibi kaynaklarına sahip çıkar. Dolayısıyla askerlerimize tuzak kurulup cezalandırmak isteyebilirler.
Bir ülkenin dış politikası, özellikle asker gönderme kararı, iç politikada birlik ve beraberliği gerektirir. Yani iç politikadaki dayanışma, dış politikanın gücünü artırır. Kasım Süleymani hakkında üzüntü ve taziyelerini belirten Sn Erdoğan, İran’ı haklı bulabilir ama Eşref Bitlis ve Gaffar Okan cinayetlerini unutmamak gerekir. Zira iki arada bir derede kalmanın sıkıntıları yaşanır.
07.01.2020
Hüsnü ARSLAN