Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan, otuz büyük kent Belediye Başkanlarını 11 Eylül 2019 Çarşamba günü, Ankara’nın ünlü sarayına davet ederek esasen olması gereken bir toplantıyı yaptı. Ama talihsiz bir olay(İstanbul BŞBB Sn. Ekrem İmamoğlu’nun oturduğu sandalyenin kırılması), toplantı gündemi gerçeklerinin halka yansımasını gölgeledi. Toplantıya, her partiden seçilmiş Belediye Başkanları ile atanan kayyumlar katıldı. Hemen her kesim iyi bir başlangıç dedi ama asıl amacın, İmamoğlu’na açık mesaj vermek olduğunu ekledi.
Toplantı konularını gölgeleyen olayı, sosyal medyadaki bir paylaşımı aynen ekleyerek, toplumun olaya bakış açısını yansıtmak ve sonrasında, hazin sonuçları olan geçmişin olayları ile ülkemize ve milletimize verilmek istenen açık mesajlar ile devam etmek istiyorum.
Büyükşehir Belediye başkanları saraya gitmiş. Devlet protokolünde kimin nereye oturacağı belli. Saray da bu işle uğraşan bir müdürlük var. İsmi “Cumhurbaşkanlığı Protokol Müdürlüğü”. Bu bölümde en az 20-25 kişi çalışıyordur. Devlet davetleri çok titiz hazırlanır.
İmamoğlu’nun oturduğu koltuk kırılmış. Bak Allah’ın işine. Gittiğin yer Tahtakale’de Hakkı’nın kahvesi değil. Oturduğun koltuk bir arabadan pahalı. DAİSY SİMON marka koltuk. Paris’in en pahalı Art Deco mobilyacısı. Özel üretim. Her yerde bulunan mobilya değil. Bir takım sandalye 20.000 Euro. Yanlış okumadınız. Bir emeklinin kaç aylık maaşı. Ve Bu sandalye kırılıyor. İnanan var mı?
Mesaj açık. Araba maraba toplama. Hırsızlıkları açık etme.
Bu ülkenin çok sayıda faili meçhul cinayetleri vardır ve bunların tamamı, “Ben bu ülkede istediğimi yaparım” ı kabul ettirmek için aba altından sopa göstermektir. 19 Temmuz 1980 Nihat Erim, 24 Ocak 1993 Uğur Mumcu, 27 Şubat 1993 Eşref Bitlis, 25 Mart2009 Muhsin Yazıcıoğlu, bu siyasetçi ve gazetecilerin ne günahı vardı?
Yine bu ülkeye ve milletine aynı maksatla açıkça eylemler yapılmıştır. Örneğin, 1960 ve sonrası yapılan tüm darbeler, 07 Temmuz 2003 Irak’ta askerlerimize uygulanan çuval olayı, Ergenekon ve bağlı olaylar, 17/25 Aralık 2013 olayları, 5-6 milyon Suriyeli ve Afgan göçmenleri ve 2018 ekonomik baskıları ile İzmir’in Papa olayıdır. Öncelikle bunların mağduru olan bir iktidar, 31 Mart 2019 mahalli seçimleri yenilgisi ile hem millete, hem de seçilenlere düşmanlık ederek nereye varabilir?
Ortada, bu milletin gözünü kapatıp seçtiği 17 yıllık bir iktidar vardır. Satıp savarak 17 yıl yürütebildiniz. Artık hazır kaynak ve rant da kalmadı. Bunda böyle aynı tempoda devam etmek için kullanılacak kaynak, sadece zamlar ve vergilerdir. Bir sonraki seçimde %50+1 değil, %40+1 dahi zor çıkar. Tek çare var o da, adalet, dürüstlük ve samimiyet yani sadece daha çok demokrasidir. İşte asıl açık mesaj bu olmalıdır.
15.09.2019
Hüsnü ARSLAN