Bayramlarımız, sevinç, neşe, paylaşma, kucaklaşma günlerimizdir. İtiraf edelim, her kurban bayramında yüreklerimizi hoplatan acımasız olaylar yaşıyoruz. Bundan dolayı insaflı insanımız üzülüyor ve milletimizin imajı, dünya milletleri nezdinde karalanıp aşağılanıyor. Az sayıdaki acımasız ve duygusuzların, 80-90 milyon insanı karalaması önlenmeli ve kurban bayramı, öncelikle kurbanlıkların bayramı olmalıdır.
Evet, bu ülke nüfusuyla, uzun geçmişiyle büyük bir ülkedir. Seksen milyon insanımız zorlukla geçinirken, beş milyon yüreksiz sığınmacı barındırıyor. On milyon insanımız başka ülkelerde, emekleri ile yaşamlarını sürdürüyor. Dünyanın her yanında, en zor işleri yaparak geçinen bu on milyon Türk insanının her biri, alınteri ile yaşamanın canlı örnekleri oluyorlar.
İnancımız açısından bayramlar barış, sevgi ve dayanışma gibi güzelliklerin günüdür. İslamiyet’in doğuş yeri arap yarımadası, iklimi, çölü ile imkânları kısıtlı ve yaşamın güç olduğu bir yöredir. Bu durumdan olmalıdır ki, İslam’ın 5.şartı “Hacca gitmek”, o yöre insanlarına ekonomik destek olmaktır. Hacca giden her Müslüman, harcamaları ile ticari, kurbanı ile bağış yapıyor demektir.
Zamanla ve özellikle Hac imkânları, tarikat ve cemaat çetelerin ganimeti olmuş ve asıl mağdurları kendilerine köle yapma aracı olarak kullanılıyor. Bu tablo, ülkemize de yansımış ve kurban bayramında bağış kapmak için iştahlanan yobazları görüyoruz. Evet, birlikte görüyoruz ama gönül gözü kapanıp, aklını kiraya verenler göremiyor.
Daha büyük kötülükleri ise, halkın Kuran’ı kendi dilinde anlamasını ve çağın bilimini öğrenmesini engelleyip, kölelerinin sayılarını artırmaktır. Ayrıca, ahlaksız emellerine ulaşıp, mağdur sayısını artırıyorlar. Daha çok beslenmek amacıyla, siyasiler ile el ele olup devlet kurumlarına sızıyorlar…
Böylece, İslam toplumuna doğruda zarar veren yobazlara, gerçek anlamda Müslüman dememiz mümkün değildir. Kurbanını hatta derisini onlara kaptıranlar, hayır yerine kötülüğe ortak olurlar. Bağışları bu şekilde kullanan kurum yetkilileri, onlara göz yuman devlet yetkilileri ve Hacı adaylarının bağışlarını böyle değerlendiren Mekke yetkilileri, İslam düşmanlarına ortak sayılırlar.
Amacımız, bu zararlarından bir an önce kurtulmak, dayanışma, paylaşma, sevgi ve adaletin kaynağı kitabımız Kur’anı, daha iyi anlamak olmalıdır. Doğa sevgisi, hayvan sevgisi olmayanın insan sevgisi de olamaz. Doğa sevgisi gelişmiş bir toplum, özellikle kurban kabul edilen hayvana şiddeti düşünemez. Aklı olmadığını sandığımız havanların, fazlasıyla hissedişleri olduğu gerçektir. Kurban kesim yerlerinin bu esaslarda olması ile “Kurbanlıkların Bayramı Olmuş” demektir.
07.08.2019
Hüsnü ARSLAN