Hükümet, tarım için öneri bekliyormuş. Hani, beklenmedik bir söze karşı içimden gülme geldi deriz ya, işte bende aynı durumdayım. Çünkü 17 yıl boyunca ben yaptım oldu diyen bu hükümetin, şimdi aklı başına gelmiş olmasını kabul etmek çok zordur. 17 yıl önce en azından kendine yeten tarım üretiminin, yarıdan fazlası dışa bağımlı olmuştur. Kimse milleti kandırmasın, bu bağımlılık planlı ve bilinçli olmuştur.
AKP katılımcı bir parti değildir. Yani, “AKP=RTE” dır. Diğerleri sadece piyondur. Evet, sistem bu hale gelmişse, nedenini başka yerlerde aramayın. Sn. Erdoğan bunun bilincindedir. Bu yüzden öneri beklemeleri inandırıcı değildir. Sistem değişikliğine rağmen hala anayasamızda, “Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, laik, sosyal, hukuk devletidir.”şeklinde tanımlanır. Ne bu günkü sistem, nede AKP’nin yönetme şekli bu tanıma uygun değildir.
Devletin rejimi cumhuriyet ise, katılımcı olmak zorundadır. Demokrasi, cumhuriyet rejiminin vaz geçilmez desteğidir. Eğer yasama meclisine rağmen, tek adam kararları ile yasalar oluşuyorsa, ne rejime cumhuriyet, nede sisteme demokrasi denemez. Bu görüş, sade vatandaş görüşüdür, iddiasız fakat inançlıdır. İddialı olmak bilinç ister. Ama isim etiketinde Prof. yazanlar, bilincine rağmen kavuk sallıyorsa bilincin anlamı kalır mı?
Şimdi sizlere, on yedi yıllık bir hükümetini bu gün tarım için öneriler beklediğini söylemeden önce dikkate alması gerekenleri sıralamak istiyorum.
Tahıl ve sebzelerde yerli tohumu yasaklamadan önce öneri neden beklemediniz? Bu kapsamda araştırma imkânlarını neden düşünüp geliştirmediniz? Elemanım yok diyemezsiniz, çünkü Tarım bakanlığı kadroları iş bekleyen elemanlar ile doludur.
Tahıl anbarı Konya ovasında, yüzlerce obruk çukurları oluşmaması için öneri istemek aklınıza gelmedi mi?
Çay, fındık ve sarımsak rekolteleri devamlı düşerken, aracıları denetleyerek ve ithal etmeden, üreticiye neden destek olmadınız?
Ramazanda zeytini oruç açmak için yediğiniz halde, Yahudi yiyeceği diye yaftalayıp, rant için zeytinlikleri katlederken neden düşünmediniz?
Pancar üreticisini düşünüp, çalışan şeker fabrikalarının yarısını satmadan ve sağlıksız NBŞ ithal etmeden önce neden düşünmediniz?
Suriyelilere harcadığınız elli milyar doları hayvancılığa destek için kullansaydınız, ne olduğu ve ne kadar sağlıklı olduğunu bilmediğiniz ithal etleri, daha ucuza ve kendi ürünün olarak tüketileceğini neden düşünmediniz?
İşte bunların tamamı, büyük Atatürk’ün tam bağımsızlık ilkesi ile olabiliyor ve sizler, bu ilkeyi siyasetin besmelesi gibi bilmeniz gerekiyor.
03.08.2019
Hüsnü ARSLAN
Hüsnü Arslan Yazıları 