Ege denizi Akdeniz kapsamında sayılacağına göre, Edirne-Hatay arası kıyı uzunluğu en az iki bin km.dir. Yıllardır Ortadoğu ve insanlarını petrol için perişan edenler, şimdide doğu Akdeniz sahalarında petrol ve doğalgaz arama yarışına başladılar. 1974 yılında işgalden kurtarılan KKTC’ye kadar uzanan Türk karasularında sondaj yapmamızı da bir türlü kabullenemiyorlar. Geçmişten beri Doğu Akdeniz’in ne denli önemli olduğunu, on buçuk yıl önceki yazımı ekleyip, günümüze kadarki gelişme farkını görmenizi istiyorum.
Akdeniz’in sıcak suları
Yaz sıcaklarının etkili olduğu dönemlerde, Akdeniz deki su tabii olarak ısınacaktır. Oraları az tanısam da ilgim dolayısı ile yakın takibimdedir. 30 derecelere kadar çıkan deniz suyu daha tuzludur, fakat nedense tatilcilerin aradığı yerlerdir. Bu yüzden turizm tesislerimizin çoğu buralarda kurulmuştur. Ama ben sizlere, ısınan Akdeniz sularına başka açıdan bakıp anlatmaya çalışacağım.
Ülkemizin de yer aldığı doğu Akdeniz kıyı bölgeleri yani Ortadoğu, en eski yerleşim yeridir. Tarih kitaplarında okumuşuzdur, MÖ beş bin ve daha öncesinde düzenli yerleşimlerin ve uygarlıkların mekânıdır Ortadoğu. Hatta halen uygulanan semavi dinlerin tümü burada meydana gelmiştir. (Musevilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet) Bunun yanında yaygın ticaret bu çevrede başlamış ve ticari mallar ilk olarak Akdeniz üzerinden taşınmıştır. Dolayısı ile Akdeniz çevresine tüm uluslar hâkim olmak istemişler ve bölgenin son sahibi Türklerdir.
20. yy. başlarında tanınan petrolün çok olduğu yerde Ortadoğu’dur. Petrol, kullanılan enerjilerin ilk sırasındadır ve dünya da üretilen petrolün %65’i Ortadoğudan’dır. Petrolü en çok tüketen Amerika, Rusya ve Kafkaslardan daha çok Ortadoğu’dan aldığı petrolün taşınma üssü olarak gene doğu Akdeniz seçilmiştir. Bu yüzden tek süper güç olan Amerika, Ortadoğu ve Akdeniz üzerindeki hâkimiyetini sağlamaya çalışmaktadır. Hepimizin bildiği gibi, Afganistan ve Irak savaşlarının nedeni de budur.
Son zamanlarda Akdeniz’i ısıtan bir başka konu, Kıbrıs çevresinde petrol arama mücadelesidir. Buralarda petrol arama işine ABD yanında AB de iştahlanmıştır. 1974 yılında yüzlerce şehit vererek önlediğimiz Rum katliamını ve elde ettiğimiz stratejik konumumuzu ve orada kurulan KKTC’yi kimseye kabul ettiremedik. Çünkü orası, petrol çıkarcıları tarafından yok sayılmaktadır. Ne üzücüdür ki KKTC de yeni yetişen nesil, yok olmaktan kurtarılmış olmalarının onlara dezavantaj olduğunu söyleyebiliyor, vefa borçlarını hiç düşünmüyorlar.
Vefa konusunu nereden çıkardın diyenlere, oralarda okuyan gençlerimize, KKTC gençlerinin bize bakışını sorsunlar, bu gerçeği ve amaçlı olarak Türkçe konuşmamaya çalıştıklarını öğrensinler. Sadece onlar mı vefasız, tabii ki değil, ülkemizde de etnik düşünce ile hareket edenler, inanç bahanesi ile arap milliyetçiliğini Türk milliyetçiliğine tercih edenler hem vefasız, hem de hain sayılmazlar mı?
Akdeniz’in suyu bu gidişle hep sıcak kalacak. Zaten yaşadığımız coğrafyada iklim, siyaset, ticaret ve tüm yaşam koşulları sıcaktır. Devleti yönetenler bu sıcaklığın farkındadır. Umut edelim ki akılcı politikalar izleyip, çıkarları için ona buna sırtlarını dayamazlar ve milletimizin yüreğini serinletirler. Ancak millet olarak hepimiz bu gerçeği hissedip, yakından takip etmek zorundayız.
05.07.09 Hüsnü ARSLAN
Kişisel Açıklama;
Bu yazım, 27.01.2009’dan beri hobi olarak yazmaya başlayıp, “Kastamonu Postası, sonraki adıyla Yenikastamonu. com”a yolladığım toplamı 876 yazının 66.sıdır. Bunca emeğimi yayınladıkları için kendilerine defalarca teşekkür ettim, bu kez de teşekkür ediyorum. Gazete, 15.11.2018 de faaliyetini durdurmuş ve o tarihten sonra hatır bile sorma nezaketini göstermeyen vefasız hemşerilerime kırgınlığımı belirtmek istedim.
01.08.2019
Hüsnü ARSLAN