73 Yıl Sonra S 400

Ülkemiz NATO ittifakındadır. NATO, sınırlı sayıda olan dünya savunma ittifaklarının en güçlüsüdür… NATO’ya, danışıklı soğuk savaş döneminde balıklama atladık ve bunun için ödediğimiz ilk bedel, Kore savaşında şehit verilen yüzlerce babayiğitlerdir. Artık savunma ittifaklarının önemi kalmadı. Her milletin ve her devletin kendinden başkasına güvenmemeyi anlaması gerekir. Atatürk, yaklaşık bir asır önce bu gerçeği görmüş ve bu yüzden tam bağımsızlığı hedef göstermiştir…

Öncelikle 73 yıl önceki danışıklı soğuk savaş dönemini açalım. İkinci dünya savaşının tek kahramanı ABD’dir. ABD, Hitler denilen Alman delisinin önünü kesmiş, Avrupalı ve özellikle de Rusları kurtarmıştır. Böyle bir durumda hemen dünya Amerikan bloğu ve Sovyet(Rus) bloğu olarak ikiye ayrılmıştır. Yani dün elinden tutup kurtardıkları adam, bu gün koşulsuz rakip, hatta düşman olmuştur. Buna danışıklı denmez mi?

Savaş bitmiş, Avrupalı ve Sovyetler rahatlamıştır. Şimdi sıra savaşı bitiren ABD’nin şartlarına gelmiştir. En önemli şart, “Arap petrolü benim olacak, bunun için hır gür istemiyorum ve ne dersem onu yapacaksınız. NATO ve CENTO askeri ittifaklardır. Avrupalı ile Türkiye, Irak, İran ve Pakistan bu paktlarda yerini alacaktır.” Anlaşma gereği Stalin, güney komşu ülkelere, Özellikle Türkiye’ye gözdağı vermeğe başlıyor.

Danışıklı olarak dünyanın yarısı görülen Sovyet Rusya, bir anda ülkemizi tehdit eden komşumuz oluyor ve kendimizi açılmış ABD şemsiyesi altında buluyoruz. İran ve Irak tehlikeyi erken fark edip CENTO’dan ayrılıyor ama İran’ı mollalar, Irak’ı da bizzat ABD tepelerine biniyor. Bizde, borçlandırılarak çaresiz bu güne geliyoruz.

Atatürk, ihtiyaçlarımızı üretelim, savunma sanayimizi kuralım demiş ve başlatmış. ABD, bu işler ile uğraşmayın ben daha iyisini daha ucuza veririm demiş ve başlamış olanları kapattırmış. Sonra istediklerini almak için baskılar ve darbeler. Sonuç, tam bağımsızlık yerine tam bağımlılık, taviz verenler kına yaksınlar diyelim.

Üreten bir toplum olurken tüketen 80 milyon olduk. Buda yetmedi, yönetime seçip getirdiklerimizin hesapsızlıkları, savurganlıkları ve saltanat tutkuları oldu. Ayrıca beş milyon da ödlek Suriyeli beslemek zorunda kaldık. Çaresizliği yaratan millet değil seçilenlerdir. Milletin hatası seçmesini bilmemektir.

Suriye işgal edildi ve sınır boylarımız tehdit altına girdi. Artan terör saldırıları ülkenin her yanına yayıldı. NATO, uzun menzilli saldırıyı önleme patriyotları getirdi, iki yıl tuttu. Çare, 73 yıl sonra Rus S 400 olunca, tehdit için söylenen kendi düşen ağlamaz oldu. Çünkü amaç korumak değil, NATO’nun güçlü üyesini bölmek ve parçalamaktır.

Evet, şimdi anladık mı tam bağımsızlığın ne demek olduğunu? Ama nerede, siz tam bağımsızlığı istemiyorsunuz, koltuklarda devamlı kalmak ve saltanat istiyorsunuz. Bu bir Osmanlı tutkusudur. Haraçları kesilen ve hayranı olduğunuz Osmanlı, saltanatını borç ile devam ettirip, millet yerine, ümmet istemiş ve sonra tükenmiştir.

15.07.2019

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s