Yüz yılı dolmak üzere olan Cumhuriyetimizin dört milli bayramı vardı. Onları hep coşku ile kutlarken, son 17 yıldır üzerine sünger çekerek etkisini azaltıyoruz. Bu yıl da, 23 Nisanı aynı tempoda geçiştirdik. Şimdi sıra, tam yüz yıl önceki 19 Mayısa geldi. İlerideki 30 Ağustos ve 29 Ekim de farklı olmayacak, yani etki azaltmaya devam edilecek demektir.
Milli bayramlarımızın ilki sayılması gereken 19 Mayıs, işgal altındaki Anadolu’muzun kurtarılması için 19 Mayıs 1919 da başlatılan ilk olaydır. Yaklaşık bin yıllık yurdumuz Anadolu’yu, Tükenmiş Osmanlı yönetimi, işgalcilere tepside sunmuştur. Daha önce Hıristiyan vatanı iken, tekrar işgal edilen Anadolu’daki Türk halkı, İslam kalabilecek miydi? Buna rağmen koyu dindar geçinenler, nedense hep cumhuriyete karşı oldular.
Evet, altı asır boyunca buraların hükümranı Osmanlı, kendi İslamı yaşamamış olsa da, İslam devleti olarak kalmış ama bir yandan da kendi aslı Türklüğü yok saymıştır. Sanırım bu yüzden kolayca feda edebilmiştir. Ayrıca, Osmanlının Anadolu’yu kolayca feda etme sebebi, 1914 ile 1918 arasındaki 1.dünya savaşında, rekor denecek sayıda insanını kaybeden halkın, savaşmaktan bıkmasıdır.
Nitekim 19 Mayıs 1919 da, Samsun’dan başlayan gezilerde, Atatürk’ün karşılaştığı dirençler bunu kanıtlar. Ama o, eşsiz komutanlık tecrübesi ile halkı ikna etmeyi başarır ve mutlu sona ulaşınca, onlara layık olduğu değeri gösterir. Cumhuriyetin ilk 25 yılının heyecanını, büyüklerimin anlatışlarından biliyorum. Bu günkü ekonomik sıkıntıdan duyduğumuz karamsarlığı, o günkü yokluklarda duymamışlar.
Türk toplumunun tipik özelliği arılara benzemesidir. Yani lidere aşırı güven duyar. Cumhuriyetin ilk 80 yılında, hatta darbe dönemlerinde liderlere güven olmuştur. 17 yıl önce gelen lider de bu şartlarda başa getirildi. Ama artık o güveni kaybetti, çünkü AKP yönetimi algısı, aşırı savurgan ve saltanatçı damgasını yemiştir. Bir zamanlar gecelik repo faizleri %500 iken dahi, bu günkü %20’ler kadar halkı korkutmadı. AKP yönetimi, bu yüzden İmamoğlu gibi bir adaya yenildiğini kabul etmelidir.
Dikkat ederseniz sadece İmamoğlu diyorum. Çünkü Ülke genelindeki muhalefet aynı güveni vermiş sayılmaz. Aba altından sopa gösterseniz de, şartlar değişmedikçe dört yıl sonraki seçimi almanız imkânsızdır. Toplumun inançlarını sömürerek gelmiş olabilirsiniz. Bu, hala Ortadoğu da devam eden bir yöntem de olabilir ama Türk toplumu, azda olsa demokrasiyi tatmış ve bu farkını gösterecektir.
Bu arada toplum, tarikat ve cemaatlerin hainliği ile ikiyüzlülüğünü çeşitli yönlerden anlamış, din görevlileri ile vakıfların gayrı ahlaki haberleri kötü imaj algısı olmuştur. Doğrudan savaş içinde olmasak ta, her gün verdiğimiz şehitler varken, yönetenlerin çocukları askerlikten uzak tutulup, bedelli ile geçiştiriliyor olmaları biliniyor. Uçuca eklenen bu olgular, “İslamist Cumhuriyet” düşüncesinde alt yapıyı etkiliyor.
17.05.2019
Hüsnü ARSLAN