Üç Beş Cengaver

Medyanın, bilinen önemli güçlerden olduğunu “Basındı Medya Oldu” başlıklı yazımda belirtmiştim. İnternet ortamında gelişen sosyal medya,  yazılı, sesli, resimli ve videolu halleri ile büyük heyecan yarattı ama giderek bu heyecan azalmaktadır. Çünkü bazılarının olduğundan fazla önemsediği sosyal medya,  aslında üç-beş cengâverin çabasından ibarettir.

Evet, üç-beş cengâver, peki kimin cengâverleri bunlar? Tabii ki bunlar, “Benden olan ile olmayanların ayrı ayrı ve ait olduğu kamplar adına savaşanlardır. Cengâver, kendi kampına dönük önemli bir görüşü öne çıkarıyor ve devamında paralel görüşler beğen, yorum ve paylaşımları sıralanmaya başlıyor.

Peki, kamplaşmalar nasıl oluştu? Önce ülkenin tek adamı, yani tek lideri oluştu. Ve bu tek lider istediğini yapacak güce geldi. Aslında lider çok ama ana muhalefet gizli kamera tuzağına düştü ve hala kurtulmak için çırpınıyor. Diğerleri ise baktılar pabuç pahalı, tek lidere yanaşmayı tercih etti. Böylece “İtilaflar ve ittifaklar” dönemi başladı.

Kamlaşma baştan beri vardı ama ittifakların başlaması 15.06.2015 seçimi sonrasında olmuştur. Çünkü her istediği olan AKP umduğunu bulamayınca, TBMM toplamının yarısından fazla çoğunluğuna ulaşamadı. 15 Haziran 2015, aslında bir yıl sonraki 15 Temmuz 2016 sinyalinin verildiği tarih sayılır. Bu zorlama, millete rağmen AKP’nin sırtını dayadığı güçlerden gelmiştir.

Evet, cengâverleri anlatırken yine derinlere daldık. Sosyal medya paylaşımları, baştan arkadaş silsilesi ile değil herkese tek merkezden yayıldığını sanıyorum. Dolayısıyla, karşıt görüşte olanların kavgaları,  gün görmemiş hakaret ve küfürlerinden çok büyük rahatsızlık vardı. Şimdilerde içiçelik te, küfürler de azalmıştır.

Şayet bu iyileşme teknolojik bir önleme dayanıyorsa kutlamalıyız. Zira televizyonlara çıkıp medenice ülke sorunlarını tartışamayacak düzeye düşmüş ama meydanlarda küfür ve aşağılama makinesine dönüşmüş siyasetçiler, sadece kendi milletine değil, dünya milletlerine ibretlik hale geldiler.

Bu, AKP’nin 17 yıllık kötü mirasıdır. Tek sebep BEN, BEN ve Ben olmazsam bu ülke batar demesidir. 15 Haziran 2015 öncesinde olmayan seçim kaygıları, sonrasında sıkça duyulur hale geldi. Bu, kör topal yürüyen demokrasimizin bozulup, Ortadoğulu olma işaretidir. Bu, kendi deyişleri ile beka sıkıntısı yaşamanın gerekçesi haline geldi.

Şimdi sıra, “Herkes gider Mersine, biz gideriz tersine.”sözümüze geldi. Umarız bu çıkmazdan bir an önce kurtulur, çağdaş milletler arasındaki yerimizi alırız. Sosyal Medya heyecanı azalması gerekiyordu, bir kenara yazın artık buda gerçekleşiyor.

10.02.2019

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s