Hayalet Seçmen

Otuz bir Mart 2019 da yapılacak yerel seçimlere 2,5 ay kala, ülke gündemi sıra başına hayalet seçmenlik konusu oturdu. Ne yazık ki, 1946 da başlayan demokrasi yolculuğu ile birlikte Allah billâh diyerek dini siyasete alet etmeye başlandık ve bırakamadık. Aklı başında her vatandaş, bu kötü duruma üzüldü ve demokrasi olgunlaştıkça sorun aşılır umudunu taşıdı. Ama nerede, 73 yıl geçti ve olgunlaşma olmadığı gibi her seçim yeni bir kötü örnek ile lekelenen demokrasimiz yozlaştı ve dünya ibretliği oldu.

Bizim sütten çıkmış politikacılarımız, “Ne olmuş ki” diyebilirler. Neler olduğunu 73 yıllık serüvenin her on yılını sırası ile anlatalım. Başlangıç 1946 idi ve bu zaten demokrasiye geçiş seçimiydi.

1950-60 arası, CHP ile DP arası çekişme dönemiydi. Büyük çoğunluktaki DP iktidarı, kurduğu “Vatan Cephesi”nde gösterdiği hayalet seçmenler ile örneğin, 15 milyon olan gerçek seçmen sayısını, 20 milyona çıkarılmıştı.

1960-70 arası, CHP ile AP(Adalet Partisi) yanında, hem darbe karşıtı ve hem de eski partilere karşı partiler kuruldu. Politik arena da olmayan sağ sol kavramları oluştu.

1970-80 arası, artçı darbelere rağmen siyaset ile terör iç içe hale geldi ve siyasette cepheleşmeler oldu. CHP ortanın solunu, AP ortanın sağını, MSP dindar milliyetçi ve MHP de ülkücü milliyetçiler olarak siyasi yelpazeler açıldı. Aralarında kıran kırana mücadeleler oldu ama demokrasiye zarar verilmedi. Ancak, Devsol, Apocu ve bunlara karşı Ülküocakları gibi belli başlı guruplar arası sokak kavgaları oldu, politikacılar da bunların önüne geçemedi.

1980-90 arası, bir önceki on yılın kör dövüşünü önleme adı altında yapılan darbe dönemidir. Bu darbeye neresinden bakarsanız bakın, emperyaliste hizmet, kendi vatandaşına eziyet darbesi olduğunu görürsünüz. Hatta bu darbeden günümüze kadar, ne isterlerse alındı ve gerektiğinde açık tehditler ile gözdağı verildi.

1990-2000 arası, ekonomik çöküşler ile doğal afetler dönemidir. Bu dönem, mafya, FETÖ ve terör gurupları işbirliği dönemdir. Bu dönem, aynı zamanda mükerrer oylar ile seçimin ve demokrasinin lekelendiği ve dürüst seçmenin utandığı dönemdir. Bu utancın mimarları, dindar politikacılar ile hortlatılan tarikat ve cemaatlerdir.

2000-2010 arası, muhafazakârlık rüzgârı ile önce AB rüyası, sonra, FETÖ ile siyaset işbirliğinde, ordu ile yargıya kumpas kâbusu yaşadık. Bu dönem, aynı zamanda seçmen iradesinin promosyonlar ile ipotek edilip halkımızın itibarsızlaştığı dönemdir.

2010 sonrası, bu ülkede olanları saymakla bitiremeyiz. Yolsuzluk iddiaları ve yasal boşluklar tartışmalıdır. Savurganlık ve adaletsizlik tava yapmış, seçimler ve sistemler şaibeli olmuştur. Terör, savaş ve canlı bomba saldırıları ile kitlesel ölümler olmuştur. Tehdit esaslı darbeler, savaş göçleri, ekonomik baskılar.

Bu, 73 yıllık zor dönemin özetidir. Bunların hiç biri ne hayal ürünü ne de uydurmadır. Hala siyasi çekişme, koltuk kavgaları ve şimdi de hayalet seçmen listeleri, karamsar olmamak mümkün mü? Çare olarak, dur diyebilecek seçmen iradesi gerekiyor.

19.01.2019

Hüsnü ARSLAN

Reklam

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s