Heyecanı azalıyor dediğimiz Sosyal Medya’nın, arada bir can alıcı sosyal konulara parmak bastığına şahit oluyoruz. Almanya’da bir tarımcı, ürününü toplayıp tarla kenarına yığmış. Ürünlere fiyat etiketi, yanına bir terazi ve birde kumbara koyarak, kendisi olmadan satışını başlatmış. Ne kadar büyük bir güven değil mi? Ama bu güzel olayı hoş olmayan “Gâvur” nitelemesi ile ele alışımı bağışlayacağınızı ve devamında hak vereceğinizi umuyorum.
Öncelikle gavur tanımına açıklık getirelim. Halkımızın değişik amaçlarda ve yaygın olarak kullandığı bu tanımın, maksadını aştığını kabul etmeliyiz. Evvel ezeli gâvur icadı, gâvur tohumu, gâvur dağı gibi söylemler vardı ama son 17 yılın politikacıları çok istedikleri İzmir’e hâkim olamadıkları için Gâvur İzmir’i yakıştırıverdi.
Genelde neden gâvur denildiğine baktığımızda, Osmanlı döneminde bazı Türk aileleri ile Hıristiyan aileler içli dışlı olmasının sebep olduğu anlaşılıyor. Farsça gebr sözünü Türkçe de gâvur’a dönüştürüp, Hıristiyan ve Yahudileri anlatması ile gâvurluk başlamıştır. Gâvur için zamanla Türk olmayan, dinsiz, acımasız ve kâfir gibi sıfatlar kapsam içine alınmıştır. Bence bu işe Osmanlı’nın destek vermesi daha da manidardır. Çünkü hemen tamamının anneleri o kâfirliğin içinden gelmiş, yani, kâfir oğlu kâfirlerdir.
Birazda madalyonun tersinden bakalım. Cümle âlemi karşımıza alıp ve böylesine aşağılayıp, karalayan bizler, acaba ne kadar dürüstüz? 45 yıllık çalıma hayatımda çok sayıda Hıristiyan ve Musevi ile karşılaştım. Tamamı teslimat, ödeme ve kaliteye sadık kaldı. Ama biz Müslümanlar çoğunlukla anlaşmalarımıza uyamadık. Sizce, gavur olmayı hangimiz hak etmiş sayılırız?
Dinden dahi saymadığımız Uzakdoğulu inanışlarını az bildiğimiz için bir kenara bırakalım. Tanrı buyruğu olan dört semavi dinden, mensubu kalmamış ZEBUL, az sayıda mensubu olan TEVRAT, en çık mensubu olan İNCİL, 2.çok mensuplu KUR’AN ve bunların tamamı mensuplarını yeterince doğru yola çekememiştir.
Bu iddiamın kesinlikle arkasındayım. 2019 yıl önce başlayan Hıristiyanlık ile 1397 yıl önce başlayan İslamiyet üzerinde biraz duralım. 2010 yılı araştırmasına göre toplam dünya nüfusu 6,9 milyar, bunun %32’si Hıristiyan (2,2 milyar). %23’ü Müslüman ve (1,6 milyar). Yaşam düzeyi ve dürüstlükleri ile Hıristiyanlar 1.sırada, Müslümanlar maalesef 3.sıradadır. Bu sonuçların nedeni, kesinlikle Hıristiyanlık ile Müslümanlık rekabeti ve etkili olması değildir.
Bu fark, Hıristiyan toplumunun daha eğitimli ve sorgulayan olmasıdır. Yine bu sayede inançlarını daha iyi anlamışlar, hatta güncel hale getirmişlerdir. Ama biz henüz bunu başaramadık. Daha net olan Kur’an ı anlamak yerine papağan gibi ezberlemeği marifet saydık ve sayıyoruz.
İşte “Gâvur” tanımının haksızlığı, hatta yanlışlığı iddiamı bu şekilde açıklamaya çalıştım. Bu kalite farkını aynı zamanda her iki toplumun temizlik anlayışına, bilinçli ve düzenli yaşantısına yansıdığını görmemek imkânsızdır.
17.02.2019
Hüsnü ARSLAN