Üniversitelere öğrenci yerleştirme (ÖSYM) ve kamu görevlerinde çalışacakları seçme (KPSS), merkezi sistem sınavlar ile olmaktadır. Dürüst olduğu sürece buna hiç kimse itiraz etmedi ve etmemesi de gerekir. Amaç, bilgi ve becerinin ölçülmesi, işlemlerin yasal olmasıdır. Seçilecek öğrencinin üniversitede başarılarını, elemanların da kamu görevinde başarılı ve verimli olmasını kim istemez ki?
Adı farklı olsa da, bu tür seçimler demokrasiye geçişten (1946), hatta Cumhuriyetten önce de varmış. Görünen o ki, geçmişin yasa koyucular, günümüzden daha adil ve tarafsız olmuşlar. Demokrasilerde orta direk işlevi olan anayasaların, gün geçtikçe daha çok demokrat olması gerekirken, daha az demokrat ve sonucunda, adalette olan güven azalmaktadır.
FETÖ ayaklanması, 15 Temmuz 2016 da olduğu malumdur. Sonrasında Fetullah Gülen’e en yakın olan bazıları, televizyonlara çıkarak uzun soluklu FETÖ icraatlarını ifşa ettiler. Bu kapsamda, sınav sorularının çalınıp, üniversiteler ile askeri okullarda planlı yerleştirme ve yetiştirilmeyi de anlattılar… İlginç olan, bunlara maskeli FETÖ karşıtı denmedi ve sütten çıkmış yandaş oluverdi.
İfşatlardan, devlete karşı planlı örgütlenmenin başladığı tarih 1986, eylemi ise 2016 yılı olduğunu öğrendik. Aslında, Uğur Mumcu’nun “ABD’nin yüz yıllık rüyası” başlıklı açıklaması ile 1993 de öğrendik. Belki de onun faili meçhul kurbanı oluş nedenidir. İlgisiz kalışımızın cezasını o güzel insanı ve diğerlerini kaybederek yaşadık ve iş işten geçtiği halde yaşamaya devam ediyoruz.
27 Şubat 1997’ye askeri darbe denerek her türlü karalama yapıldı. Evet, buna darbe demek yanlış değil ama darbelerin en masumudur. Çünkü o darbenin sebebi FETÖ dür. Fetullah Gülen’in yandaşlarına “Devletin kılcal damarlarına giriniz.”talimatı, o zamanlar verilmişti. Yani 27 Şubat uyarısı dolayısıyla Pensilvanya’ya kaçırılma ve 20 yıl önce olacak bir ayaklanma bastırılmıştır.
Peki, on bin Km uzaktaki F.Gülen, yeniden ayaklanma gücüne nasıl ulaştı? Elbette 17 yıl önce TBMM de kurulan ittifak sayesindedir. Ergenekon kumpasları ile ordu’yu yıpratıp, 2013 de ortağına ayakkabı kutuları kumpası ile devam etmiş ve düşmandan dost olamaz dersi verilerek 15Temmuz 2016’ya gelinmiştir.
Bu günlerde yine FETÖ’cü avı başladı. Liste başında eski ÖSYM Başkanı Ali Demir ve 34 zanlı var. Ali Demir’in, başlangıçta yaşattığı sınav skandalları için neden bunca zaman desen, yanıt “kokmuyor ki nereden bilelim” derler. Bizler de, bunca zamandır hakları yenen gençleri ve umutlarına olan düşmanlığı düşünmeden edemiyoruz.
Umarım hak yerini bulur ve eğer suçlu ise cezasını çeker. Adaletin tecellisi endişemiz var ama asıl endişemiz Hâkimlerin vicdanı değil, makam ve çıkarları için bu tabloyu sürdürenlerdir. Beklentimiz, umutlara ve adalete güvenli, yani liyakatli yarınlardır.
12.04.2019
Hüsnü ARSLAN